#şiir

Doğru yolundan şaşanlar
Diriye kabir eşenler
Gözden gönülden düşenler
Gider daha geri gelmez
Kara geceye koşanlar
Kazıp kuyuya düşenler
Bir de sınırı aşanlar
Gider daha geri gelmez

Bela hazır kul azarsa
Her şeye bühtan yazarsa
Günahsız kalbi üzerse
Gider daha geri gelmez

Cahil kayıbını bilmez
Ömür boyu yüzü gülmez
Gidene yollar tükenmez
Gider daha geri gelmez

Ferhat’ı dağlara salan sen misin?
Mecnun’u divane eden can mısın?
Tahir’in Zühre si gökte Ay mısın?
Kerem’i yandıran ateş gibisin.
Ferhat’ın olaydım ben sizin dağda
Gözlesem yolunu bahçede bağda
Ömür son virajda artık güz cağda
Dertlerime deva ilaç gibisin

Sana yazam diye çözüldü dilim
Göstersen cemalin titriyor elim
Ne büyük lütuf ki kesişmiş yolum
Ömür ağcımda gonca gibisin

Ömür güze vurdu azaldı vade
Kalıcı değilim yalan dünyada
Son ödülüm oldun gönül dünyamda
Son sığınak, çölde vaha gibisin

Şiire ilhamsın bedenim de can
Yaşama sevincim, damarımda kan
Ben yandım harına bu sırra inan
Aşığın dermanı canan gibisin

Nice ömürleri yakmışsın nara
Dert değil beni de çeksinler dara
Gül güzel cemalin benziyor nura
Kılavuz Zühre-i Rahşan gibisin

Şikayeti sana kalem tutan el,
Elimden aldığım hazzı isterim.
Yeter çektirdiğin cevri cefalar,
Yeniden baharı yazı isterim.
Yazı değil ağu döktün kağıda,
Tahammülüm yoktur artık öğüde.
Nolur artık beni de al kayıda,
Ruhu okşayacak sözü isterim.

Haram mı ki bana huzur ve sefa,
Yüklenmez ki kula bu kadar cefa,
Gülmez mi insana kader bir defa,
Az da olsa tadı tuzu isterim.

Kınamayın dost ahbaplar yarenler
Tükendi umutlar hazzım kalmadı
Şahit olsun embiyalar erenler
Çareler tükendi çözüm kalmadı
Haksızsam kemendi boynuma takın
Acınası bir söz, etmeyin, sakın
İstemem ardımdan ağıtlar yakın
Canı savunacak sözüm kalmadı

Gücüm yetmez yazgısına yazıya
Çaresizlik gemi çeker azıya
Kimler kıyar günahsıza kuzuya
Gayri işbu hale dözüm kalmadı

Yaşanan ömürler olmasın heder
İster akıl değin isterse kader
Sen derdi değil de o seni güder
Erken güze döndüm yazım kalmadı

Sevgiyle yumuşar gönüller sözler
Aşık maşuğundan hep sevgi gözler.
Sevgiyle azalır, kıran, kem sözler
Olmadı ki tadım tuzum kalmadı

Yeni yazı desem zamanım mı var
Hayale umuda gümanım mı var
Artık hiç kimseye amanım mı var
Vicdanımda aman sözüm kalmadı

Rotayı rüzgara emanet ettim
Gayri bilinmezin yolunu tuttum
Açarı çok derin ummana attım
Kapandı yaralar sızım kalmadı

Ömrün son çeğreği kendimin olsun
İster dünden beter, ister durulsun
Hesabı kitabı benden sorulsun
Özge suallere sözüm kalmadı

Düşman hükmediyor aklını almış
Kendini çok metah sanan kardeşim
İrade iflasta oyuna gelmiş
Duyduğu habere kanan kardeşim
Yüreği coşkundur benziyor sele
Fesatlık yok onda, bekleme hile
Akıl başta değil inanmış ele
Delalet oduna yanan kardeşim

Umuduna düşman değil farkında
Yular başkasında gider terkinde
Yılan barındırır evi barkında
Aklını kiraya veren kardeşim.

Bekler adaleti bin bir umutla
Bekle gönderirler kanatlı atla
Herkese farklıdır bin bir suratla
Batıyı medeni sanan kardeşim

Millet te ümmet te bir sensin inan
Medet umma yaddan olursun pişman
Bu yüce milletin gücüne dayan
Özgelerden medet uman kardeşim

İdeoloji kalıp akıla zarar
Sana söz verilmez alırlar karar
Bu fikri sabitlik seni çok yorar
İradeyi tutsak veren kardeşim

Farklı düşünenler düşmandır hani
Dikkat et gözünde olursun cani
Aklına sokmuşsa helaldır kanı
Kardeşin canına kıyar kardeşim

Gaflet tavan yapmış sınırı aşmış
Sinsi ihanete kapıyı açmış
Garibim bi haber kendinden geçmiş
Kendini seferde sanan kardeşim

Fikrindeki sevda vatan sevdası
Gafletten çevrili sana namlusu
Düştüğü bu hal vahim doğrusu
Düşmanın kölesi olan kardeşim

Niyetinde yanar vatan derdine
Aklı olsa nifak sokmaz yurduna
Ne çare yamanmış düşman ardına
Eliyle gözünü döken kardeşim

Yollar dayanınca engele dağa
Adımın ne yapsın dizin ne yapsın
Bağırsan nafile duymaz kulağa
Kem kişi anlamaz sözün ne yapsın
Eğer arif isen anlarsın haldan
Şaşkına çare yok çıkmışsa yoldan
İmdat umulmaz ki üstüne ondan
Çare diye bakan gözün ne yapsın

Ahdına sadıktır asalet ehli
Hileye hurdaya çalışmaz aklı
Kelamı öğüttür hazine saklı
Taşa söylenmişse sözün ne yapsın

Pamuktan dokunmuş aktan da aktır
Hilede hurdada hiç gözü yoktur
Çuhadan kıymetli, ipekten pektir
Kara çalınmışsa bezin ne yapsın

Telleri sırmadan teknesi duttan
Sanki ağaç değil kemikten etten
Darbe geliyorsa hal bilmez itten
Tutmuyorsa düzen, sazın ne yapsın

Gün günün tekrarı yaşanan aynı
Farklı libas görmez değişmez eğni
Zalımın önüne eğmişse boynu
Yaşını sormanın ne anlamı var
Sırtına semeri vurmuşsa eğer
Umursuz zalimler kanını emer
Harita olmuşsa teninde damar
İşini sormanın ne anlamı var

Yaşamak değil de doymaksa derdi
Farklı hal getirmez bugünün ardı
Neler hayal etti ne rüya gördü
Düşünü sormanın ne anlamı var

Türünden İblisler türemiş bilmez
Dönen dolaplara aklı hiç ermez
Burnunun ucunda olsa da görmez
Yerine görmenin ne anlamı var

İki tatlı sözle gelir ayarlar
Kendini aleme borçlu sayarlar
Ayaklar altında gerçek değerler
Aklını yormanın ne anlamı var

Hiçbir şey beklemez şükreder hala
İsyanı da yok ki getirsin dile
Kul olmuştur kendi gibi bir kula
Yüzüne vurmanın ne anlamı var.

Karakteri kader olmuş yazılmış
Görev olmuş yollarına dizilmiş
Gururu kırılmış, bağrı ezilmiş
Halini sormanın ne anlamı var

Ganimet yazılmış belki ezelden
Cümle mülküm talan oldu neyleyim
Rüyamı hayal mi kabus mu bilmem
Gerçeklerim yalan oldu neyleyim
Bilmezdim gülüşler sahteymiş meğer
Gerçek sevenlerim başını eğer
Bu karanlık günler bir ömre değer
Çeçti devran olan oldu neyleyim

Çekildi kelamlar tükendi sözler
Anlamsız dermansız boş bakar gözler
Yakıyor bağrımı sönmüyor közler
Bu halime gülen oldu neyleyim

Bükülmez polattın tele dönmüşsün
Zamansızca solmuş güle dönmüşsün
Akbeti meçhul yola dönmüşsün
Görmez gözle dalan oldu neyleyim

Geç gelen derslerin olmaz yararı
Veren vermiş alan almış kararı
Çekeceğin varmış sana zararı
Ellerin gözünü sildi neyleyim

Elveda ertelenmiş gençlik düşlerim
Anladım ki,farklı kurgulanmış gidişat
Biçilmiş rollere rıza,
Başka da mümkünatı yok be Rıza,
Çerçeven oluşmuş, misyon biçilmiş
Rotan bile gıyabında çizilmiş,
Saparsan olursun bilki arıza
Başka da mümkünatı yok be Rıza,

Seni tarif eder, özge tanımlar
Öyle ya bilirler, beyler hanımlar
Bu ben miyim deme sakın ha kıza,
Başka da mümkünatı yok be Rıza,

Biçilmiş libasın, takdir terzinin
Hiçbir hükmü yoktur, emel arzunun,
Bestelenmiş hayat, iş kalmış saza,
Başka da mümkünatı yok be Rıza

Yanılıp gidişat değişir sanma,
Özge hayal kurup,derine dalma,
Malesef mahkumsun verdiğin poza,
Başka da mümkünatı yok be Rıza

Gideceği belli mahzun duruşu
Yılın son gününde takvim yaprağı
Öyle bir veda ki yoktur dönüşü
Yılın son gününde takvim yaprağı
Kimi gün yüzümde açtırdın güller
Gıpta ile baktı yarenler ,eller
Adımı çok çekti konuştu diller
Geçmiş hoş günümde takvim yaprağı

Çok cana dokundun doymadın kana
Genç yaşlı demedin hep kıydın cana
Yak istersen şimdi eline kına
Yılın son gününde takvim yaprağı

Nasıl bir belaya çattırdın bizi
Gözü yaşlı koydun oğulu kızı
Kendinle al götür silinsin izi
Yılın son gününde takvim yaprağı

Birbirine baktı şüpheyle gözler
Maskeyle tanıştı kapandı yüzler
Endişe tavanda gülmüyor yüzler
Senin çok sayfanda takvim yaprağı

Kötüden gelseydi korunurduk biz
Sebebimiz oldu çok tanıdık yüz
Darbe iyilerden yaralar göz göz
Bunu da gösterdin takvim yaprağı

Takvimin suçu yok, sebep bizdedir,
Dünyayı tüketen çılgın hızdadır
Perdesi olmayan doymaz gözdedir
Zan altta kalansın takvim yaprağı